Neşeli Renkler ve Aydınlatma
Renk-doku ve ışığın kullanıcının algıları üzerindeki etkileri, tasarımı doğrudan etkileyen faktörlerdir. Mekanın havasını, boyutunu, fonksiyonunu, kullanıcı üzerindeki psikolojik etkisini kontrol eden bu üç faktör, dental ofislerde de fobileri yenecek, hastalara insancıl, sıcak kollarla karşılayan bir hava yaratmalıdır. Kullanıcı mekanda kendini ne kadar güvende ve rahat hissederse, dental anlamda göreceği tedavi için o kadar az korku sahibi olur.
Mekanda genel olarak açık tonlarda renklerin tercih edilmesi daha çok öneriliyor. Açık ton renkler, mekanı temiz ve daha büyük gösterir. Çok fazla açık ton renk kullanımı mekanı gereğinden çok büyük ve soğuk da gösterebilir. Bu durumlarda yer yer kullanılan koyu renkler, konstrast oluşturarak, kullanıcının gözünü açık rengin çokluğundan alıp daha estetik bir görünüm sunacaktır. Duvarlarda, tavanda ya da ofis kapılarında, zemin kaplamasında hatta mobilyalarda kullanılabilen bu koyu renkler;
1-Bir fonksiyonu ya da odak noktası yapılmak istenen bir alanı gösterebilir
2-Açık tonlar arasında bir kırılma yaratacağı için alana hareket katar
3-Açık tonlar arasında kullanıcının gözüne takılacağı için mekan içinde planlı yönlendirme sağlayabilir.
Beyaz renkte duvarların olduğu bir bekleme alanı düşünelim. Oturma gruplarının olduğu yerlerde beyaz duvar ile konstrast sağlayacak koyu renkler tercih ederseniz, bu koyu renkler kullanıcının gözüne takılacağı için, kullanıcı o alana yönelecektir. Böylece hem kullanıcıyı oturma alanına yönlendirmiş hem de bekleme salonunun fonksiyonunu başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş olacaksınız.
Peki açık tonlar ile konstrast oluşturacak bu neşeli renkler nelerdir?
Günümüzde de trend olan renk seçimleri: Sıcak sarı tonları, hardal sarısı, portakal renkleri, mavi renkler, kırmızılar(kullanımında dikkat edilmesi gereken bir renk-çok fazla kırmızı anksiyeteye yol açabilir), yeşil tonları.
Seçilen renklerde çok cırtlak tonların seçilmemesine, renklerin mekan içindeki dağılım oranında dikkat edilmelidir. Bu koyu renkler mekana hareket, sıcaklık, dos canlısı bir hava katmak amacıyla kullanılırlar. Çok fazlası gözü yorup, kullanıcıda rahatsızlık yaratabilir.
Eğlenceli Dekorlar
Dişçi fobisi olan kişilere yönelik tasarlanan eğlenceli dekorlar, son zamanlarda dental ofislerde popüler bir konumdadır. Bu tasarımlar hem küçük çocukların hem de ebeveynlerin dikkatini dişçi fobilerinden uzaklaştırarak eğlenceli vakit geçirmelerini ve daha rahat hissetmelerini sağlıyor. Gülümsemenin ve eğlenceli zamanın bulaşıcı olmasından da dolayı, mekandaki tüm kullanıcıların günü aydınlanmış oluyor.
Dikkat çekmeyen reklam ve belgesellerin yayınlandığı televizyonlar yerine kullanıcı tiplerine göre televizyon yayınları, belki televizyonları çevreleyen duvar dekorları, yaratıcı sarkıtlar ile televizyonlar canlı birer sanat eserine dönüşüyor. Mekan içinde kullanılan aksesuarlar ve mobilyalar estetik amaçlar dışında, kullanıcılar için oyun ve eğlence sistemlerine dönüşüyorlar.
Tedavi Alanlarında Nefes Alan Mekanlar
Tedavi alanlarındaki geleneksel anlayışın zaman içinde değiştiğini görüyoruz. Geleneksel olarak, tedavi alanları, mekan ayırıcı paneller ya da duvarlar ile bir dizi kapalı oda şeklinde tasarlanırdı. Yeni tasarım akımları ile kapalı oda planları yerine kat planları oluşturuluyor. Bu yöntemle, hasta sandalyelerini birbirinden ayırmak için yarı geçirgen görünümlü bölücü paneller, az duvarlı ya da duvarsız, mobilyalar ile alanların belirlendiği planlar görmekteyiz. Açık planlamada, pencerelerden gelen doğal ışık, muayenede daha geniş alanlara dağılıp, ferah ve aydınlık bir hava yaratılıyor. Eğer bölücü paneller veya duvarlar kullanılmışssa, yüksekliklerinin tavana kadar olmadığına dikkat edilmeli. Amaç, yukarıdan gelen ışığı kesmek değil tüm alana yayılabilmesi için açıklıklar oluşturmaktır.
Sıcak Bir Ortam
Yeni tasarımlarda, bekleme odaları kullanıcıları için ev sıcaklığı gibi güven veren duygular yaratmalıdır. Düz sıralanmış tekli koltuklar yerine belki bir şömine? Dekoratif bir sehpa çevresinde zarif oturma grupları? Bu öneriler ile, sırada bekleyen insanların enselerine bakmak yerine, sıcak, davetkar ve sizi yakınınızdaki insanlar ile konuşmaya teşvik edecek alanlar oluşturulabilir.
Farklı Temalar
Dental ofisler, kendi imzalarını göstermek için ofis tasarımlarında farklı temalara yönelmekte. Kendini tekrarlayan sıkıcı, nötr paletli ofisler, yerini çağdaş tasarımlı, farklı tasarımlara bırakmaktadır. Sade beyaz duvarların soğuk havası, renkli tasarımlar, modern çizgilerle bezenmiş temaların trend olduğunu söyleyebiliriz.
Vintage tablolar, deri koltuklar, geniş bir kütüphane… Kısaca kendi karakteri olan dental ofisler.
Minik Arkadaşlarımızın Dostu
Çocuk dostu temalar ile, dental ofisler, çocukların bir kabusu olmak yerine, akılda kalıcı, eğlenceli mekanlara dönüşmekte. Çocuklar için bekleme alanında geçen zaman, sessiz ve stresli bir süre olabilir. Çocuktaki bu stres ebeveynlerede en kısa sürede yansıyacaktır. Dişçi fobisini yenmek için bu bekleme alanında çocuklara yaklaşmakta olan tedaviyi değil, bu boş zamanlarında nasıl eğlenebileceklerini göstermek gerekir.
Örneğin,
-Bekleme alanında çocuklar tarafından sevilen bir çizgi film ya da yayın izletilebilir. Odanın dekorasyon teması da bu yayınla paralel olarak gelişebilir.
-Dişçi fobisini yenmek için, başka temalarla çocuğun dikkatini dağıtmaktansa dişçi temalı oyuncaklar, eğlence sistemleri düşünülebilir. Dişleri siyah kalemlerle boyanmış bir oyuncak bebek düşünün. Çocuk, ucu pamuklu bir çubukla oyuncak bebeğin dişlerini temizleyebilir, daha sonra yine buna benzer bir fırça ile dişlerini fırçalayabilir.
Tebrikler artık sizde bir dişçisiniz.
-Eğlence sistemleri yerine daha çok sessizlikten ve kitap okumaktan hoşlanan bir çocuğunuz mu var? Bekleme salonunda çözülebilecek kitaplıklı oturma grupları ile çocukların beraber bir kitap kulübü kurmasına ne dersiniz?
Yukarıdaki gibi bir sürü örnek üretmek mümkün. Tasarımcının kendini kullanıcı profili yerine koyup “Ben bu olsam ne isterdim?” sorusuna bulduğu cevapları bir fikir havuzuna koyması yeterli.
Peki bu fikir havuzu oluşturulduktan sonra ne oluyor?
Fikir havuzundan seçilen tasarım kesinleştikten sonra, tasarım ekibi uygulamaya başlar. Uygulama aşamasından önce derin bir araştırma evresi söz konusudur. Çünkü tasarım ekibi, tasarlayacakları alanı kullanan kullanıcıların memnuniyeti kadar, onlara tasarım hayalini anlatan müşterilerinin de memnuniyetini düşünmelidir. Müşteri memnuniyeti aslında basit görünen ama içine girildiğinde bir o kadar zahmetli olan ögelerin sağlanması ile kazanılabilir:
-Ekonomik
-Estetik
-Kullanışlı
Bu ögeler için tasarım ekibi derin bir piyasa araştırması yapmalıdır.
-Projenin yapılacağı konum neresi?
-Çevresel özellikler neler?
-Hedef kullanıcı kitlesi nedir?
-Proje kullanıcı kapasitesi nedir?
-Müşterinin çıkabileceği maksimum maliyet nedir?
-Müşteri hangi malzemeleri görmek istiyor?
-Müşterinin istediği özel tasarımlar nelerdir?
-Kullanışlı ve dayanıklı tasarımlar ne olabilir?
-Estetiklik nasıl sağlanabilir?
-Müşterinin tasarımdaki imzası nedir?
-Tasarım ekibinin tasarımdaki imzası nedir?
-Proje alanına yakın malzeme tedarik alanları nerelerdir?
-Proje alanında yaygın olarak kullanılan yöresel malzemeler nelerdir?
-Malzeme tedarikçileri?
-Uygulamayı yapacak usta ekibi?
-Projelendirmede piyasadaki son durum nedir?
-Uygulama aşamasında kalite kontrolü?
.
.
.
.
Gibi bir sürü soru çıkıyor karşımıza. Bunlar ve daha niceleri. Ankara Riva İç Mimarlık olarak, tasarım ekibimiz ile bu soruların her birini tek tek en ince ayrıntısına kadar çözüp bir sonraki soruya geçmekteyiz. Tüm sorular cevaplandığında müşterinin hayal olarak sunduğu tasarımı, gerçeğe dönüştürüp, sizin için anahtar teslim mekanlar sunmaktayız. Gelecek tasarımlarınız için fikir almak istiyorsanız, diğer yazılarımıza da göz atabilir, tasarımınıza hemen başlayıp profesyonle bir yardım almak istiyorsanız Ankara Riva İç Mimarlık tasarım ekibi ile iletişime geçebilirsiniz.