Türkiye deprem bölgesinde yer alan bir ülke olarak yapılaşma planlamalarında göz önüne alınması gereken ilk ilke popülerlik, estetik görünüş vb. değil, “depreme karşı dayanıklılık” olmalıdır. Depreme dayanıklı olan yapılar yıllar sonra bile dışarıdan aldığı etkilere karşı ayakta kalacağı için hem sürdürülebilirlik hem de kentsel planlamada emin adımlarla ilerleyen güvenli yaşam alanları oluşturacaktır. Peki Türkiye’de hangi tip depremler söz konusudur?
Öncelikle, ülkemizdeki deprem yönetmeliğinde, depremler 3’e ayrılır:
Hafif şiddetteki deprem
Orta şiddetteki deprem
Şiddetli deprem
Bu üç deprem çeşidini baz alarak, depreme dayanıklı tasarımda ana bir ilke belirlenmiştir:
Depreme dayanıklı tasarımlarda amaç, hafif şiddetli depremlerde yapı ve sistemlerine zarar gelmemesini, orta şiddetli depremlerde yapı ve sistemlerine minimum seviyede zarar gelmesini, şiddetli depremlerde ise yapı ve sistemlerinde kalıcı-onarılmayacak hasarların alınması ama can kaybının yaşanmasını engellemektir.
Depreme dayanıklı tasarımlar yapılırken, mühendisler, yapıyı şiddetli depreme göre tasarlamalıdır. Şiddetli depremlerde yapı ve sistemlerinin, içerisindeki kullanıcıların, dışarı çıkıp yapıyı boşaltacakları zamana kadar ayakta durması sağlanmalıdır. Şiddetli deprem sonucunda yapı büyük hasar alabilir ama çökmemeli ve can kaybına neden olmamalıdır.
Yukarıdaki amaçlar doğrultusunda gerçekleştirilen, depreme dayanıklı yapıların tasarlanmasına “Sismik tasarım” denir. “Sismik” kelime anlamı ile depremle ilgili, depreme dair anlamına gelir. Sismik tasarım, bir yapıya her doğrultudan gelebilecek sarsıntıları, can kaybına yol açmadan karşılayabilmesi için uygulanan tasarımlardır.
Altını çizerek söylemek gerekir ki her yapı depreme dayanıklı şekilde tasarlanabilir. Bu bir katlı bir konuttan bir rezidansa, bir okuldan hastaneye kadar tüm yapılar için geçerlidir. Yapının türüne ve yapının bulunduğu bölgedeki deprem yönetmeliğine göre tasarımlar gerçekleştirildiğinde, yapı tasarımın başından itibaren şiddetli depreme dayanması amacı ile tasarlanacaktır. Eğer yapınızın depreme karşı dayanıklı olduğunu düşünmüyorsanız, yetkililere ulaşarak, yapınızın yapısal analizlerini yaptırabilir, bu analiz sonuçlarına göre de gerekli yapı güçlendirme işlerini gerçekleştirebilirsiniz. Yapı güçlendirme işlemleri, yapının bulunduğu alanda geçerli olan yönetmeliğe göre karar verilir. Eğer yapıda güçlendirmeye gerek duyuluyorsa, yönetmeliğe göre kolon, kiriş, döşeme ya da temellerde; beton-demir eklemeleri yapılarak yapı eskisinden daha güçlü bir hale getirilir. Eğer yapı güçlendirilemez durumda ise Kentsel Dönüşüm kapsamına alınıp yıkılmalı ve deprem yönetmeliğine uygun bir şekilde tekrar inşa edilmelidir.
Ülkemizin deprem kuşağında bulunması, insanların ev seçimlerinde can güvenliklerini koruyacak olan evleri tercih etmelerine neden olmaktadır. Gelecek mimar ve mühendislerin tasarım aşamalarında unutmamaları gereken öncelikli kriter, bir yapının dışardan ne kadar estetik durduğu ya da lokasyonunun hangi noktalara ne kadar yakın olduğu olmamalıdır. Bir tasarımda öncelik kullanıcının güvenliği ve konforudur. Mimar ve mühendisler tasarıma başlamadan önce, yönetmelikler tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde, yapının tüm teknik kurallara uyduğundan emin olmalıdır. Yapıya eklenecek estetik tasarımlar en son aşamada eklenmelidir.
Depreme Dayanıklı Tasarımlarda Dikkat Edilmesi Gerekilenler
Yapının bulunduğu lokasyonda deprem yönetmelik kuralları nelerdir?
Yapının bulunduğu zemin özellikleri nelerdir?
Yapıda kullanılacak olan malzeme özellikleri nelerdir?
Yapıya dışardan gelebilecek olası dış etkiler nelerdir?
Yapıya dışardan gelebilecek olan dış etkenlere karşı alınan önlemler nelerdir?
Tasarımda Tüyolar
Bodrum
Yapılarda zemin ile en çok teması olan bodrum katlarında yalıtım sistemlerine dikkat edilmelidir. Yapının su yalıtım sistemi, yapının temeline zarar vermemelidir. Yağmur, dolu, kar, sel gibi hava durumlarında binanın temeline su geçmemelidir. Bina temelindeki yalıtımlar, zeminde tutulan su tarafından hasar görmemelidir.
Kolon-Kiriş-Temel
Bir yapıyı ayakta tutan ana iskeleti kolon-kiriş-temellerden oluşur. Tasarımın en başında, deprem anında yapıya etki edecek güçleri karşılayabilecek bir temel sistemi seçilmelidir. Bu taşıyıcı sistem elemanlarının ne şekilde ve nasıl yapılacağı, alanın deprem yönetmeliğinde detaylı bir şekilde açıklanmaktadır. Mimar ve mühendisler, yapıyı tasarlamaya başlamadan önce bu yönetmeliği detaylı bir şekilde incelemelidirler.
Duvarlar
Yapının taşıyıcı sistemi ne kadar kiriş ve kolonlardan oluştuğunu düşünsekte, duvarlarda bu taşıyıcı sisteme yardım eden elemanlar olabilmektedir. Örneğin zemin katta bulunan duvarların, ticari alan oluşturmak için yıkılmasını düşünelim. Burada yıkılan duvarlar üstlerindeki yükü artık taşıyamadıkları için zemin kat kolonlarına daha fazla yük binecektir. Seçilen malzemenin kalitesine görede bu yük kötü bir senaryoda yapının taşıyamayacağı boyutlara gelebilmektedir. Bu nedenle tasarım aşamasında, zemin katın gelecekte ticari alan olarakta kullanılabileceği olasılığı göz önünde tutularak, taşıyıcı sistem düzenlenmelidir.
Riva İç Mimarlık olarak, Kahramanmaraş, Gaziantep ve depremden etkilenen diğer illerimizdeki vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Türkiye olarak kaybettiğimiz her vatandaşımız için Allah’tan rahmet, yakınlarına güç ve sabır, felaketten kurtulan depremzede vatandaşlarımız için bir an önce iyileşmeleri ve deprem bölgesindeki tüm vatandaşlarımızın en kısa sürede güvenli noktalara ulaşmalarını diliyoruz.