Yukarıda bahsedilen ögelerden yola çıkarak, villa tasarımında öncelikli etkenlerden biri “stil” diyebiliriz. Çevremizdeki mekanlara özel olarak seçilen mimari stiller, villalarda da etkili bir sunum ögesi olarak kullanılmaktadır. Kullanıcının istekleri göz önüne alınarak en etkili ve en trend modeller seçilmelidir. Hangi tarz stiller mi tercih edilebilir?
Gözde stiller olarak:
Basit ve etkili “Modern Stil”
Bu stilde önemli malzemeler olarak metal ve cam gösterilir. Basit yüzeylere sahip bu malzemeler, mekanda karmaşa yaratmak yerine temiz ve etkili bir görünüm ortaya çıkarır. Günümüzde klasikleşmiş bir stil olan modernizm, net ve temiz çizgilerin, basit bir renk paleti ile birleşmiş halidir. Genellikle düz çizgiler kullanılır. Eğrilerin karmaşık tasarımlar yaratabileceği düşünülüp olabildiğince sade izler tercih edilir.
Less is better “Minimalist Stil”
Genellikle mekan içindeki fonksiyonun sağlıklı bir şekilde işlemesine odaklanan bu stilde, kullanılan materyaller ve aksesuarlar olabildiğince az sayıda tutulur. Bir nevi modern stilin basitleşmiş bir versiyonu diyebiliriz minimalizme. Modern stile göre daha basit mobilyalar, daha az aksesuarlar ki bazen bu sayı sıfır olabilmekte ve nötr renklerin ahenk içinde çalıştığı bir stildir. Modern stildeki metal ve cam malzeme, burada kendini doğal malzemelere bırakır. Ahşap görünümlü mobilyalar olmazsa olmazlardandır.
The more the merrier “Maksimalist Stil”
Minimalist stili sıkıcı bulabilecekler için mükemmel bir çözüm, Maksimalizim.
Maksimalist stilin özünde cesur renkler, ihtişamlı mekanlar, iddialı detaylar bulunur. Bu stilde daha çok antika eşyalar, kendine has yapısı olan aksesuarlar, belki iddialı bir mesaj vermeyi amaçlayan ışıltılı büyük avizeler, konstrast renklerle bezenmiş duvar kağıtları, çeşitli stillerde tablolar, el işçiliğinin ağır bastığı mobilyalar göze çarpar.
Maksimalist stilde mekanın ne kadar büyük veya küçük olduğu farketmez. Seçilen her mobilya büyük, görkemli, kendine özel bir karektere sahip olmalıdır. Diğer stillerde olduğu gibi bu stilde de mobilya-materiyal olarak vazgeçilemez ögeler bulunmakta. Deri koltuklar bunlardan birisi. Maksimalist stillerde deri dokulu mobilyalar ile etnik desenli halılar vazgeçilmez bir ikilidir. Bu kadar farklı kişilikte mobilyaların bir arada kullanılması gözü yorabilir diye düşünülebilir. Ama buna da bir çözüm var. Işıklandırma önerileri doğru yapıldığında, her mobilya kendi kişiliğini gösterip diğer ögelerle uyum içinde durması sağlanabilmekte. Büyük, ihtişamlı avizeler, etnik dokular ile yuumlu durabilecek klasik abajur-lambaderler tercih edilebilir.
Maksimalist stillerde bir amaç bulunur…
Boş alan kalmayacak.
Çıplak malzemelerin kullanılması “Endüstriyel Stil”
Duvar, zemin ve tavan malzemelerinin kaplama olmadan ham görünüşleri ile kullanıldığı bu stilde, adından da anlaşılabileceği gibi endüstriyel mekanların ilham kaynağı olduğu söylenebilir. Duvarlarda genellikle üzerine sıva uygulanmamış tuğla veya çıplak beton dokular tercih edilir. Çatıdan geçen tesisat elemanları, çelik sistemler saklanmak yerine açık bırakılır. Yapının taşıyıcı sistemi gözle görünür bir şekilde tasarlanır. Tavandan geçen çelik veya bazı durumlarda ahşap kirişler mekanı betimleyen bir aksesuar olarak kullanılır.
Bu stilde hareketli mobilyalar beton malzeme kullanılarak tercih edilebilir. Çelik tesisat borularından dekoratif raflar, çıplak beton zemin kaplamaları, deri dokuda oturma grupları tercih edilebilir.
İklimlerin şekillendirdiği “iskandinav Stili”
İskandinav ülkelerinden doğan bu stil, iklim değişikliklerini odak noktasına alıp tasarlanan aksesuarlar ile göz önüne çıkmaktadır. Bu stilde en basit hali ile 3 ögeden oluşur;
- Beyaz mobilyalar
- Natürel dokular
- Büyük ebatlı baskı desenler
İskandinav stilinde abartıdan uzak, sıcak ve fonksiyonel öneriler yer alır. Sadelik ve işlevsellik ikilisinin ağır olarak görüldüğü bu stilde, mekanlar minimalist veya modern mobilyalar ile tasarlanabilir. Genel olarak beyaz renk kullanılması ile, bu beyazın soğuk hissini kırmak için doğal görünümlü ahşap dokulara yer verilir. Zemin parkesi, ahşap ayaklı mobilyalar; bu ahşap bölümler ile uyum içinde çalışabilecek renkli tablolar-sayısı basit tutulduğu sürece tabiki-oturma gruplarında pastel renkler tercih edilebilir.
Sadece bu kadar da değil. İskandinav stili de kendi içinde sınıflandırılabilmekte:
- Denizci İskandinav Stili
- Etnik ve Retro İskandinav Stili
- Naturalist İskandinav Stili
Nostaljik Ritimli Mekanlar “Art Deco Stili”
Art Deco akımı 1920-30 yılları arasında karakteristik özellikleri erken yirminci yüzyılın çeşitli avant-garde boyama stilinden türevlenmiş modern dekoratif sanat stillerinin karışımından doğmuş bir sanat akımıdır. Paris’te doğuşunun ardından tasarımın her alanına yayılmıştır.
Mimari Tasarımda Art Deco
Art deco stili, ortaya çıktığı zamanlarda Avrupa’daki mimari geleneklerle sentezlenmiş, ek olarak Mısır ve Aztek sanatından da beslenmiştir.
Işıltılı yıllarında mimarların tasarımlarını estetik anlamda bir sonraki seviyeye taşımada vazgeçemedikleri bir stil olmuştur.
Mobilyalarda
Art deco stilinde, vazgeçilemeyen mobilya özellikleri olarak, metal-gümüş renkte aksesuarlar, geometrik şekilde abajurler-avizeler bulunur. Bunlarla beraber küp, silindir gibi geometrik şekillerde cam aksesuarlar, avizeler de kullanılmaktadır.
Desen-doku olarak bakıldığında Art deco stiline özgü, yuvarlak çizgilerle, keskin-dikey çizgilerin bir arada olmasıdır. İlham kaynağının geometrik şekiller olduğunu söyleyebileceğimiz bu stilde aynı zamanda bitki, kuş cinsleri hatta böcek cinsleri gibi doğal unsurlarda kullanılmakta.
Yukarıda birkaçını örnek verdiğimiz stillerden birini seçtiniz diyelim. Şimdi bir diğer adıma geçme zamanı.
Villa tasarımlarında nelere dikkat edilmeli? Profesyonel bir tasarım ekibinin izlediği yollar nelerdir?
Öncelikle kullanıcı profili belirlenmelidir. Kullanıcıların istek ve ihtiyaçları doğrultusunda tasarım şekillenir, profesyonel bir uygulama evresi ile de gerçeğe dönüşür.
Projenin başlangıcında, müşterinin kişisel istekleri göz önünde tutularak 2D ve 3D görseller oluşturulur. Bu görseller uygulama süreci bittiğinde nasıl bir tasarımın ortaya çıkacağı konusunda müşterinin gerçekçi bir fikir edinmesini sağlar. Uygulama sürecinde bu görseller, etkin uygulama yöntemleri, mevcut durum analizleri ve önerilerle gelişir, gerekli durumlarda revizeler yapılır. Proje ilerlemesi ile beraber tamamlanması sonucu projenin başlangıcında oluşturulan 2D ve 3D görseller gerçeğe dönüşür.
Tüm bu süreçte belirli odak noktaları bulunmalı ve bu odak noktalarını güçlendirecek güvenli-etkili çözümler sunulmalıdır. Villanın iç ve dış görünümleri, hedef kitlenin isteklerini karşılayacak düzeyde olmalı, görsel olarak güzel gözükmelidir. Yapılan her tasarım, ofisin bir imzası niteliğindedir. Ofis, imzasını atarken, müşterinin ona sunduğu sayfayı detaylı bir şekilde sentezlemeli, müşteriyi de tasarımın bir parçası olarak görmelidir. Bu beraberlikte, estetik-güvenli-etkili çözümler sunulmalıdır.
Güvenli-etkili çözümlerden bahsetmişken…
Tasarım aşamasında, tasarımı yapacak olan ofis, villanın bulunduğu lokasyona dikkat etmelidir. Genellikle şehirleşmenin dışında tercih edilen villalar, deniz kenarı şehirlerde, sahil boyunca dizilme eğilimini gösterebilmektedirler. Villanın bulunduğu bölgenin iklimsel ve topografik verileri ince analizlerden geçmeli, gelecek yıllarda sorun teşkil edebilecek doğal afetler, yapı malzemelerinin zarar görmesi vb. gibi durumlar için önceden çözümler getirilmelidir. Kullanıcılar, villanın görsel olarak göze güzel hitap etmesini istedikleri kadar aynı anda bu evlerinin dayanıklılığını ve yapısal özelliklerini de güvenli kategorilerde görmeyi talep etmektedirler.
Hayalinizdeki villa için, her stile hitap eden tasarımları ile Ankara Riva İç Mimarlık’tan yardım alabilirsiniz. Ekibimizle beraber, estetik ve etkili uygulamalar ile yaşam alanlarınıza yeni boyutlar getiriyoruz. 2006’dan beri mutlu müşteri portfolyomuz, iyi tasarım ve doğru uygulamalarımız ile aklınızdaki projeleri gerçeğe dönüştürmekten memnuniyet duyuyoruz. Daha fazla bilgi almak için bizlerle iletişime geçebilirsiniz.